Ekonobankanomi
Ekonominin 2
temel ayağı vardır; gelirler ve giderler. Yani kaynakların vardır, o
kaynaklardan gelir elde edersin. Bir de temel harcamaların vardır, gelirlerin
bir bölümünü onlara harcarsın; elinde para kalıyorsa gelirin giderinden yüksek
demektir; yani tasarruf edebileceğin ya da yatırım yapabileceğin bir miktar
vardır. Bir aile bütçesi düşünün; aylık olarak geliri ile temel gideri
arasındaki fark başka harcamalar için de artabiliyorsa ister tasarruf edip
biriktirebilir, isterse daha fazla alışveriş yaparak onu harcar.
Aslına bakarsanız bu ailenin para harcaması,
ülke ekonomisinin canlanması açısından önemlidir; para döner, esnaf kazanır,
otomobil satılır, vergiler ödenir vs. Yani o ailenin gelirini, temel
harcamalarına kıt kanaat yetecek düzeyde tutarsanız, ekonomiyi
canlandıramazsınız. Yapabilirsiniz ama borçlandırarak. Yani bankalardan
krediler, kredi kartları verirsiniz; kendi parası varmış duygusuyla en yeni
model cep telefonlarından ithal kaşar peynirlerine, hybrit otomobilden 3 katlı
villaya kadar alışverişler yapılır. Ekonomi canlandı sanırsınız…
Bankalar
ödeme beklerler, yavaş yavaş sıkışıklıklar başlar; gelir aynı gelir bizim ailede.
Sonra bildik senaryolar oynanır; takipler, icralar, satışlar; mutsuzlar ordusu
yani. Bankalar emlâkçılığa, oto galericiliğine başlarlar mecburen; yok pahasına
satılan evler arabalar, yeni kaynak arayışına çıkan aileler. Uzmanlardan
yorumlar gelir; “ayağınızı yorganınıza göre uzatın” İnsanlar isyan eder; “İyi de bu yorgan zaten küçük, büzülüp yatsak
da sığamıyoruz ki” Bankalar öne atılır; “Yeni krediler verelim, önceki mi? Onu yapılandırırız” Devlet araya
girer hafiften; “Vatandaşı bankalara
ezdirmeyiz; vadeler uzasın, faizleri de birazcık çekiverin canım” Tüketici
dernekleri dosyaya boğulur. Araya tefeciler karışır;” ödeyemiyorsanız bizi arayın; borcunuzu öderiz, biraz fazla faizle
ödersiniz; hele bir de ipotek edecek bir mülk falan varsa korkmayın”
“Ekonominin
2 temel ayağı vardır; gelirler ve giderler. Yani kaynakların vardır, o
kaynaklardan gelir elde edersin. Bir de temel harcamaların vardır, gelirlerin
bir bölümünü onlara harcarsın” demiştik. Sorun, temel harcamalarına yetecek
gelirinin olup olmadığı. Yıllarca konuşuldu; memur pazarda limon satabilir
mi? Geçinemiyorsa satabilir ama utanç
verici olan onun onurunu, üzerine limon dizmek için tezgâha sermesine izin
vermek; kimse bu tarafını konuşmadan sadece 657 üzerinden tartışmalar yapılır.
Daha ilginci de, gidin şu alışveriş merkezlerine, kasanın yakınında 10 dakika
gözlemleyin; insanların cüzdanlarında kaç kredi kartı var… Gelirinin 3 katı
limitle sunulmuş birkaç kredi kartı. Gidin sorun bakalım bankalara; kredi kartı
verilirken ne soruyorlar? Ödeme güçlüğüne düşenlerin hatalı oldukları açıkça
belli de hırsızın hiç mi suçu yok?
“Yahu ekonomi senin neyine; ekonomist
değilsin, ekonomiden ne kadar anlarsın ki? İşte ülkemizin gerçeği; herkes her
konuda yazıyor, konuşuyor…” diyeceksiniz. Haklısınız da, ben de hep
eleştiririm; uzmanı değilseniz konuşmayın. Ama bütün gazetecilerin; uluslar
arası ilişkiler uzmanı, bütün profesörlerin; iç ve dış siyasette bilgili, tüm
TV sunucularının; sosyolog olduğu bir ülkede, biraz ekonomi konuşmuşum; çok mu?
Zaten zor değil ki; ekonominin 2 temel ayağı var; gelirler, giderler…
Yorumlar
Yorum Gönder