12 DAVRANIŞ İÇİN ANALİZ
1. Emir vermek
2. Tehdit etmek
3. Uyarmak
4. Konuyu saptırmak
5. İsim takmak
6. Sınamak
7. Sürekli öğüt vermek
8. Eleştirmek
9. Olumsuz yargılamak
10. Nutuk çekmek
11. Suçlamak
12. Alay etmek
Bu 12
maddeden ne anladınız?
Hemen
açıklamaya çalışayım; dikkat ettiyseniz bunların her biri ayrı ayrı sevimsiz ve
birçok kişinin sıkça karşılaştığında tepki gösterebileceği davranışlar. Yani
komşunuz, arkadaşınız, sevgiliniz; hatta hiç tanımadığınız biri size bu
oklardan birini fırlatmayı alışkanlık haline getirmişse tepki verirsiniz;
benzer bir tavır gösterir, sert bir karşılık verebilirsiniz, ya da çok
sabırlıysanız ikinciyi bekler sonra saldırırsınız.
Eğer bir tedavi
uzmanı/danışman iseniz ya da karşınızdaki kişiye duygudaşlık yapıp, yanlış
gönderisini sabırla ona açıklamayı seçseniz de –bu tutumunu sürdürürse- son çare benzer bir karşılık
verirsiniz. Yani hepsinin bir sınırı vardır; eğer sürdürmeye kararlıysa bir
psikolog bile olsanız “değiştiremiyorum” sonucuna varır, pes edersiniz. Bu
anlattığım aslında çok insanca bir tepkidir. Aslında bilincinizin kendini
koruma güdüsü gibi bir şey.
Doktor,
öğretmen gibi meslek guruplarında çok daha sabırlı olmak gerekli elbette; daha
sabırlı olmak, daha bilimsel davranmak yani. İtiraf etmeliyiz ki, günlük
yaşamında çok fazla insanla iletişim kurmak zorunda olanlar, bir o kadar da
bireysel özellikle baş etmek zorunda kalırlar. Öfke, kaygı, baskı gibi
duyguların yükseldiği anlarınız vardır; tepkileriniz elinizde olamadan aşırı
olabilir. Yönetebilmek için kendinize zaman tanımadan, üzerinde fazla
düşünmeden anlık tepkiler verebilirsiniz.
Söylemeye
çalıştığımız; bu anlık tepkiler değil, yukarıdaki 12 maddeyi yaşam biçimi
haline getirenlerdir.
Bu tepkileri
tek tek değerlendirmek gerekirse; sonuçta birbirine çok yakın davranışlar
olduğu sonucuna varırsınız. Örneğin sürekli etrafına emir yağdırmak davranışı (bkz:
narsisizm) içinde olanların; tehdit etme, nutuk çekme, yargılama eğilimi de
vardır. Karşısındakini doğrudan veya dolaylı sınama alışkanlığı olanlar;
eleştirmek, suçlamak ve hatta alay etmekten de hoşlanırlar. Konuyu saptırmak
isteyenler sinirinizi bozar. Aslında bu davranışların her biri sinir bozucu…
Ben bir
uzman değilim; sadece “iletişim” başlığı altındaki bazı maddelerden söz
ediyorum; yani sözü getireceğim alan; iletişim. Bu başlıklar iletişimi bozan,
etkisiz kılan maddeler. Bunu iletişimciler söylüyor; “İletişimde Yapılan
Hatalar” başlığı ile. İsterseniz başa dönüp, maddeleri bir daha ve yüksek sesle
okuyun. Neden mi? Çünkü iletişimcilerin bu tezini çürüten bir sonuç var
aklımda; yukarıdaki her bir özelliği düşünerek politikacıların konuşmalarını,
çeşitli konulardaki açıklamalarını dinleyin… Hani iletişim hatasıydı bunlar?
Eğer siyasetçiler bu iletişim hatalarını sürekli yapıyorlarsa -ki yapıyorlar- nasıl oluyor da kitleleri
peşinden sürükleyebiliyor? Bu bir yetenek değil mi?
Yorumlar
Yorum Gönder