Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; sürekli hareket halinde ve konuşulacak çok konu var. Yıllarca bereketli haber programları yapmamıza olanak sağladı bu dinamik yapı. Konu hiç bitmiyor; dış politika ve iç politikadan haber bolluğu, sıradan adli olayları bastıran sıcak gelişmeler... Ve bu arada haber izlemesi yaptığımız TV - Radyo kanallarının yayınlarında konuşma özürlü muhabir ve anlatıcılar. Konu öyle sıcak ve meraklandıran özellikler taşıyor ki, dile dikkat edecek haliniz kalmıyor. Kimi spikerler, bir önceki ustalarından kaptıkları uzatmalarla, kimi sunucular-muhabirler bağırarak haber vermenin "Bu işi çok güzel yapıyorum" duygusuyla birbirlerinin üzerine basarak "Haber" üretiyorlar. Hiç kimse, bu işin yayın konusunda uzmanlaşmış yabancı kanallarda nasıl yapıldığını incelemiyor. Kocaman haber kanallarımızın -genellikle muhabirlikten gelme- haber spikerlerinin, çokça izlenen haber-tartışma programı sunucularının dili katlederek yaptıkları sunumlar kahredici. İzleyen çoğu insan farkında değil ama çok önemli sonuçları var. Birincisi; TV ekranındaki kişi, sokaktaki insan için önemli bir modeldir. O ne ve nasıl yaparsa, nasıl sorar, nasıl konuşursa doğru ve güzeldir. Yani onun gibi olmak ister; onun gibi konuşur. İkincisi ki bu en önemlisi; çocuklar model alma konusunda çok önceleyici ve hızlı kayıtçılardır. Yani sadece haber/program sunumları değil; sıradan programlar, çocukların da izlediği tüm yayınlar sorumluluk altında. 
Hızlı gittim sanırım; ama hem komik hem endişe verici bir gözlem bu. Okulda karşıma çıkan genç insanların konuşmadaki özensizlikleri üzücü. Ne mi yapmalıyız? Bunu konuşmalıyız; siyaseten zor ve karmaşık günlerde olabiliriz ama bu da geleceğimiz işte; konuşmayalım mı? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar